İDARENİN SORUMLULUĞU VE TAM YARGI DAVASI

21.05.2020

Av. Deniz ZENGİN

İdarenin herhangi bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi zararının tazmini amacıyla açtığı idari dava türü “tam yargı davası”dır.  Tam yargı davası, idarenin işlem ve eylemleriyle kişilerin mallarına veya parasal değerlerine verdiği zararların giderilmesi işlevine sahip olup bu dava ile talepte bulunulabilmesi için kişinin bir hakkının ihlal edilmiş olması gerekmektedir.

Tam yargı davalarında idarenin hukuki sorumluluk nedenlerini temel olarak ikiye ayırmak mümkündür. İdarenin özel hukuk ilkeleri kapsamında gerçekleştirdiği sözleşme ve fiillerden kaynaklı sorumluluğu doğabileceği gibi idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmeler ile her türlü işlem ve eyleminden dolayı sorumluluğu doğabilecektir.

Tam yargı davasında öncelikle dava konusu zararın gerçekleşmesinde idarenin hizmet kusuru olup olmadığı yani kusurlu sorumluluğu bulunup bulunmadığı araştırmalıdır. Hizmet kusuru, idarenin işleyişinde veya gerçekleştirmiş olduğu kamu hizmetinde eksiklik, ihmal veya gecikme yaşanması olarak tanımlanabilmektedir. Şayet idarenin zararın gerçekleşmesinde hizmet kusuru olmadığı tespit edilirse kusursuz sorumluluk ilkeleri gereğince sorumlu tutulup tutulmayacağı hususuna ilişkin olarak detaylı bir irdeleme gerçekleştirilmelidir. Kusursuz sorumluluk ise meydana gelen zarar ile idarenin eylem veya işlemi arasındaki illiyet bağının ispatlanmasının yeterli görüldüğü bir sorumluluk hali olarak karşımıza çıkmaktadır.  Kusursuz sorumluluk hallerinde idarenin kusurlu olup olmadığı irdelenmemekte, illiyet bağının varlığı yeterli görülmektedir. Kusursuz sorumluluk, idarenin daha çok tehlikeli veya risk içeren faaliyetleri için genel kabul görmektedir.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2013/13975 Esas – 2016/3486 Karar sayılı kararında yolda bulunan logar kapağı nedeniyle meydana gelen trafik kazasında idarenin sorumluluğu irdelenmiş ve  “davalı idarenin sorumluluğunda bulunan yağmur veya atık sularının toplanması ile ilgili yapıların yol ile bağlantısını sağlayan logar kapaklarının bakım, onarım ve gözetim sorumluluğu davalı idareye ait olduğu; buna göre ise kazaya neden olan logar kapağının pimlerinin trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde sıkıştırılmaması karşısında kapakların bakım ve onarımını yapmayan idarenin kamu hizmetini eksik yapması nedeniyle hizmet kusuru işlediği açık olduğundan davacının maddi tazminat isteminin davalı idarenin adli yargı yerinde tespit edilen kusuru oranında tazmin edilmesi gerekirken, davacının tamir masraflarına ilişkin fatura ve harcama belgelerinin onaylı birer örneğinin mahkemeye ibraz etmediğinden bahisle verilen aksi yöndeki mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.” Şeklinde belirtilmiştir. Emsal kararlarda da görüleceği üzere idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı irdelenmiş ve kusurun tespiti durumunda meydana gelen zararı tazminle sorumlu olduğu yönünde hüküm kurulmuştur.

Tam yargı davası ile idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk halleri dolayısıyla hukuki olarak sorumlu bulunduğu hallerde meydana gelen zararın tazmininin talep edilmesi mümkündür.

ibrahim KurtkesenİDARENİN SORUMLULUĞU VE TAM YARGI DAVASI